11/18/2009

KARŞILIKSIZ AŞK...

Sevmek sevilmek bir başlangıç noktasıdır.Haz duyduğun her şeyi sever,haz duymadıklarınıda unutmaya çalışır,görmemezlikten,duymamazlıktan gelirsin.Karşılıksız aşkıda haz duymadığın (gerçek ama acı) listenin en başında birinci sırada tutarsın.Karşılıksız olduğunu bildiğin halde ısrarla, üstüne üstüne gider, onu elde etmek istersin.Hiç ama hiç farketmezsin onu gün be gün kaybettiğinin...
Zaten kazanmak uğruna kaybetmedik mi her şeyi?
Varsın atın ölümü arpadan olsun...
TOHUM MİSALİ
Bir güzele tutuklusun.onun sana karşı en ufak olumlu bir davranışında; Toprağa ekilmiş tohum misali onu yüreğine ekersin. Yüreğine ektiklerini gün be gün biçer, ambara koyup, bir ömür saklamak istersin.Ama duymak istemediğin bir şey daha var; Onun olumsuz bir davranışı çürütür olacak ekip biçip ambarladıklarını.O zaman üstüne soğuk bir su dökülmüş gibi olacak, karamsarlığa düşeceksin.
Meyvelerin taşlanmış,dalların kırılmış bir ağaç misali...
Artık ne sevmek, nede aşık olmak istersin.Dünyan yıkılmış, hayat dalların kopmuştur. Ağzından duyulan tek cümle; ''batsın bu dünya'' olmuştur.
Oysaki bilmezsin ki, hayat dallarının yeşerdiği zamanın bu zaman olduğunu.Senin ''batsın bu dünya'' değişin; beyaz bayrağı kaldırışındır. Teslimiyetin simgesidir...
(27.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

AŞK UĞRUNA ÖLMEK..

Hislerim yanıltır oldu beni.
Hayallerim sussuz,
Düşlerim kuru,
Benliğim kayıp.

Ellerinden tutmak,
Saç tenlerine dokunmak,
Gözlerine bakmak yok artık.

Ya gitmek gerekir buralardan,
Ya hayaller içinde yüzmek,
Yada ölmek gerekir aşk uğruna.

Gitmek yok buralardan,
Hayaller içinde yüzmekte yok,
En güzeli aşk uğruna ölmektir....
(31.04.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

AŞK SESSiZLiĞE BİR ÇIĞLIKTIR

AŞKIN OLTASINA TAKILMIŞSA BEDENİN
ÇIRPINIŞIN; ÇÖL ORTASINDA SU ARAYAN HAYALİN
YA SUSSUZLUKTAN KURUYACAK BU TENİN
YA DA AŞKA KAPILACAK YÜREĞİN...
Aşkın sessizliği, bazen duyulmayan bir çığlıktır karanlıklarda. susamışçasına prangararı parçalaya parçalaya koşar ve takılıp düşersin de bazen. kulaç kadar mesafe kalmıştır. hemen yanı başında ''gel'' diye haykırıyor iken, sen; gözlerinin ıslaklığında, çoktan boğulmuş olacaksın.
Aşk bu; bazen iki dudak arasında bestelenir. bazende umulmadık bir gece vakti, gelip kapını çalar. bedenin, buz tutmuşçasına duraklarsın. açsan gözlerin ağlar, kaçsan, bedenin cehennem ateşinde yanar. belki o an, sığınacağın tek liman erostur.
Kimileri aşkı parayla, kimileri ise kaba kuvetle alabildiklerine inanırlar. onlar nasıl insanlardır ki, cansız bir bedenden başka hiçbir şeye sahip olmadığını bilmeyecek kadar, zavallıdırlar. ve kimileri de vardır ki, aşkı hayallerinde, yüreklerinde taşırlar. işte bunlara ne mutlu ki, aşkı aşk tadında yaşıyorlar.
AŞKI SATIN ALDIĞINI DÜŞLEMİŞSEN
KURŞUNU YEMİŞSİNDİR AŞKIN.
AŞKI AŞK TADINDA YAŞAMIŞSAN
SAKIN HA KANAMASIN GÖZLERİN
Aşk; ampulün etrafında dönen bir sineğin, ölümüne dahi olsa ampüle sarılmasıdır.aşk; karanlığı aydınlatacak kadar iyimser olmandır.aşk; mutluluğun sesi,ebediyete kadar bitmeyecek bir destan ve sessizliğe ses getiren bir çığlıktır...

Abdulgafur Gündüz

ANA...

Gözlerim yaşlarla doldu,
Yine sen yoksun be ana.
Her çocuk gibi bende başucumda nini söylemeni isterdim,
Sana sarılıp hasretimi gidermek isterdim,
Ama olmadı,
Çünkü beni yalnız bırakmıştın be ana.

Her çocuk gibi benimde tek bir hayalim vardı;
Doya doya sana sarılmak,
Sevinç gözyaşları içinde hüngür hüngür ağlamaktı,
İşte tek hayalim buydu be ana.

Biliyor musun be ana?
Bugün anneler günüydü,
Herkesin elinde bir gül annesine verirken,
Benim elimde gözyaşlarıyla büyüttüğüm kırmızı gül
Ve sana yazdığım mektup vardı,
Mezarının başına getirip anneler gününü kutladım.

Biliyorumki hayatta olsaydın
Ağlamama kızardın,
Ama ne yapayım ana elimde değil
Yüreğime hakim olamıyorum.

Belki sensizlik korkusuydu sana şiirler yazmama engel olan
Ve belki de gerçeklerle yüz yüze gelmek istemeyişimdi.

Anne sözcüğü kulanmaya korkardım,
Bazende gözyaşlarımı kimse görmesin diye,
Anneler gününde okuldan kaçar,
Kimsenin uğramadığı bir yere gider,
Hüngür hüngür ağlardım akşama kadar.
Gelmezdim o gün mezarının başına
Gözyaşlarım seni üzer diye
Çoğu kez ziyaretine gelmediğim günler olurdu.

Affet beni ana,
Yine gelemedim,
Yine seni yalnız bıraktım be ana
Affet beni ana
Seni üzmek istemeyişimdi sana gelmeyişim
Ne olursun affet
Affet beni ana...

Abdulgafur Gündüz

İNANNA...

Hayalimde bir kadın portresi çizerdim.
Hiç bir durakta beklemeksizin,
Rüyalarıma bile seni sorardım.
Saç telinin kokusunu;
Alıp getirmesini beklerdim rüzgardan,
O sendin İNNANA,
Beklediğim umudum sendin İNNANA.

Ah be İNNANA!
Tadı silindi bu şehrin,
İnsanların asık suratlarını görüyorum.
Duyduğum her sesi,
Gördüğüm her yüzü,
Sen biliyorum.
Sadece seni yaşıyorum İNNANA.

Ah! neyleyim İNNANA,
Neyleyim sensiz yaşamayı.
Yaşam umudumu, aşkı aşk tadında yaşayanlara bıraktım.
Sen olmadan yaşayacağımı zannetme;
Ömrümü kelebeklere,
Bedenimi yılanlara,böceklere bırakıyorum.
Sen olmadan yaşayacağımı zannetme İNNANA,
Sensizliğe ölümü içiyorum,
Gözlerinin yokluğuna, gözlerimi ıslatıyorum.

Her hasretini çektiğimde,
Bir kez daha ölüyorum,
Beynimden vurulmuşa dönüyorum.
Sen olmadan yaşayacağımı zannetme,
Zannetme İNNANA...

Hala sigara içiyorsam;
Çok sayıda izmarit ekliyorsam kül tablasına,
Olmayışının ızdırabındandır,
Tiksintili bakışlarınla yaşadığımdandır.
Sen olmadan yaşayacağımı zannetme,
Zannetme İNNANA...
Ben sana yaşıyorum,
Var oluşunla varım,
Eğer sen yoksan;
Ben dünden yokum.

Her yanından geçişimde;
Senden kokunu çalıyorum,
Günlüğümün sayfaları arasında saklıyorum,
Uçup gitmesin, kaybolmasın diye,
Günlüğümü kitleyip,
Kitaplarımın arasına sokuşturuyorum.

Dinle beni İNNANA,
Sana söyleyeceklerim var.
Anlatsam sana olan aşkımı;
Ne gözlerin,
Nede yüreğin dayanır.
Nisan yağmurları altında;
Sensizliğin acısını soruyorum;
Dağlara, taşlara,kaldırımlara.
Sen olmadan neyleyim yaşamayı,
Neyleyim be İNNANA.

Ne olursun susma!
Sende anlat yüreğindeki gizemliliği,
Öyle bir anlat ki;
Yaşayıp yaşamayacağımı iyi bileyim,
Eğer red edeceksen,
Al eline hançeri,
Vur yüreğime,
Öyle bir parçala ki;
Bir daha bir araya gelip,
Sevmesin hiç kimseyi.
Sen olmayacaksan eğer;
Başkasını neyleyim,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Ben dünü çoktan unuttum,
Bu günü ise hiç yaşamadım,
Yarınlarda neler gebe bilinmez.
Yarını yaşayacağımı hiç zannetmiyorum.
Sensiz yarınları neyleyim,
Sen olmadan yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Gitme vaktim geldi diyorum,
Kefene sarılmış cansız bedenimi görürsen,
Sakın olaki üzme kendini,
Tek isteğim mutlu olmandır.
Kendine iyi bak, çok iyi bak İNNANA
Her şeye rağmen hayat yaşamaya değer,
Benim için olmasada.

Eğer olurda mezarımın başına gelirsen;
Hani olurya sevmediğin halde,
Öldüğüm için uğrarsan,
Al eline bir avuç toprağımı,
Sana olan aşkımdan,
Kırmızı bir gül filizlenmezse avuçladığın toprakta;
Göz yaşı döküp,
Anlatmazsa sana olan aşkımı,
Bilki seni sevmemişimdir.
Ama emin olabilirsin ki, olacak
Ve bedenin donup kalacak.
Belki o vakit anlayacaksın,
Anlayacaksın ama;
Ben olmayacam.
Dedim ya;
Sensiz nefes almayı neyleyim,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Söyle gecemi süsleyen meleğim,
Sen hiç uykusuz kaldın mı geceler boyu?
Gözlerin ıslandı mı aylar boyu?
Yada ölmek istedin mi hiç benim gibi?
İsteyemezsin,
Ama ben istiyorum,
Sen olmadan yaşamayı neyleyim,
Söyle, neyleyim be İNNANA

Gelde yüreğimin sesini dinle İNNANA;
Adını sayıklıyor her vakit,
Sana her baktığımda,
Bir tebbesüm umuyordum,
Sen ise hep tiksindin.
Kahkaha attığım vakitler olurdu,
Sende bilirsin,
Oysa hiç yürekten güldüğüm olmadı,
Sen olmadığın sürece, gülmeyeceğimde
Söyle bana İNNANA;
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA...

Ömrümü sana bırakıyorum İNNANA.
Kainatı verseler bana,
Yine seni değişmem.
Çarmıha gerseler beni,
İdam sehpasında son dileğimi sorsalar,
Yine adını anarım İNNANA.
Sensiz kainatı neylayim,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Hatırlar mısın?
''Ne bakıyorsun'' diye bir soru sormuştun.
Susmuştum,anlatamamıştım.
Ama yüreğim yanıyordu,
Anlatsaydımda anlayamazdın.
Sana olan aşkım o kadar büyük ki;
Ne sen, ne de hiç kimse anlayamaz.
Ben seni hiç sevmedim ki;
Sadece, uğrunda ölecek kadar bağlanmıştım.
Söyle bana,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Her okul çıkışında ardından bakmak,
Gidişini seyretmek,
Yeni bir bedel ödetiyor bana.
Her gün can veriyorum sensizliğe,
Yüreğim buruk,
Başım eğik,
Sarhoş misali eve dönüyorum.
Ah İNNANA!
Olmayışının ızdırabında, yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

En güzel aşk zor olansa;
En acı aşkta imkansız olandır.
Sen imkansızımsın,
Biliyorum.
Ama hayal işte,
Ya olursa umuduyla yaşarsın,
Oysa her defasında kapılar kapanır yüzüne.
Yine de kabullenmezsin,
Her kapı kapandığında yüzüne;
Yeniden can verirsin,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.
Tanrıdan dilediğim tek duam,
Sana kavuşmak.
Bedduam ise;
Sensiz yaşayacaksam,
Cehennem ateşinde yansın bu beden.
Sensiz cenneti neyleyim,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Her gün, her saat, her dakika,
Yeni şiirler biriktiriyorum sana.
Nefes yerine, seni çekiyorum içime.
Bakışlarını içiyorum su yerine.
Sensiz yaşamak demek;
Nefessiz, susuz yaşamaktır.
Bu da, yaşamamak demekttir.
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Ah İNNANA!
Sahte kahkahalarımın acısında boğuluyorum.
İnsanların yüzüne, sahte tebbesümler savurmak,
Ne tuhaftır, bilir misin?
Çok mutluymuşum gibi görünmek,
Daha da mutsuz ediyor beni.
Acım o kadar büyük ki;
Hiç kimseye çektirmeye hakım yok,
Bir tek kendim yaşamak istiyorum,
Yeter ki sen mutlu ol.
Ben olmasamda olur.
Sensiz mutluluğu neyleyim,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Geceler boyu, sokağınızdan geçtiğim olurdu.
Artık geçmiyorum,
Sırf beni gördüğünde; mutsuz olmayasın,
Üzülmeyesin diye,
Aşkımı yüreğime gömüp,
Geçmiyorum sokağınızdan.
Seni görmediğim her vakit;
Acıdır, kahırdır benim için.
Yinede mutluluğun için,
Kabullendim her şeyi.
Benliğimi bıraktım,
Yaşama sevincimi bıraktım,
Sen olmadan yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Elinden tutmak,
Saç tenlerine dokunmak,
Ve bir ömür boyu gözlerinin içine bakmak,
Hayallerimde saklı kaldı.
inanamadığın halde, yine söyliyeyim;
Ebediyete gitme vaktim yaklaştı,
Gün geçtikçe,
Biraz daha kopuyorum senden,
Biraz daha uzaklaşıyorum.
Gözlerimi senden ayırmamamın sebebi bu,
Sana doymadan gitmek istemiyorum,
Bir türlü doyamıyorum ki sana,
Karşımda olduğun halde;
Seni yine de çok özlüyorum,
Hasretimi gideremiyorum.
Ah İNNANA!
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Dayan İNNANA;
Benden kurtulmana az kaldı,
Biliyorum beni hiç sevmedin,
Olsun, sen sevmesende olur,
Ben seviyorum ya,
O bana yeter de artar bile.
Gidişime mutlu olacaksan;
Söyle bana İNNANA,
Mutlu olacaksan,
Ben şimdiden gitmeye hazırım,
Yeter ki sen mutlu ol.
Ben olmasamda olur,
Sensiz mutlu olmayı neyleyim,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Beni sevmesende,
Başkasının olsanda,
Mutlu olamazsın.
Aşkımın büyüklüğü, seni yakıp kavuracak.
Mutlu olmanı istesemde olamazsın,
Kara toprağın altına girsemde,
Sana olan sevgim, yakanı bırakmayacak.
Sen benimle mutlu olmasanda,
Bensizde mutlu olamazsın.
Sen kimseyi sevemezsin İNNANA.
Hiçkimse de, seni benim kadar sevemez.
Ben de sensiz olamam.
Ah İNNANA!
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Sana son bir seslenişim olacak,
Ağzımdan dökülen son sözcükler,
Ve son ilanı aşk olacak.
Her şeye rağmen yinede gideceksen;
Git İNNANA,
Mutlu olacağına inandığın yere git.
Git ellerin ol,
Seni, benim kadar sevecek olana git.
Seni benim kadar sevmicekse;
Ona ve sana tek bedduam,
Aşkımın ateşinde yanasınız...

Sensiz olduğum her vakit,
Ahlar, vahlar bitmiyor.
Bu şehri alemin karanlığında,
Gördüğüm hayale kapılıp,
Seni arıyorum İNNANA.
Kendime geldiğimde ise,
Bir çöl ortasında buluyorum kendimi.
Ve sen...
Sen yoksun orda.
Söyle bana İNNANA,
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Ah İNNANA!
Döksem içimdekileri,
Ne kainattaki kalemler,
Nede kağıtlar, yetmez içimdekileri yazmama.
Bu şiir bitmeyecek İNNANA,
Olsanda olmasanda bitmeyecek,
Yinede olmanı isterdim.
Ah...ah
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Hasretini çekmek zor,
Sensizliğe alışmak, daha da zor.
Bilsem ölüm seni bana kavuşturacak,
Seve seve ölürdüm.
Bilsem sana kavuşmanın bedeli, cehennem ateşinde yanmaktır,
Koşa koşa atarım bedenimi.
Sende anlat bana;
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Anlat bana yaşama sebebim,
Anlat da dinliyeyim kahkahalarımın acı yüzü.
Çok olmasada,
Zerre büyüklüğünde beni sevmedin mi?
Beni her gördüğünde,
Kalbinin ritmi değişmedi mi?
İnsafa gelip hiç sevmek istemedin mi beni?
Sevmemişsen,
Sevmek istememişsen,
Beni, beninle baş başa bırak,
Beni, acılarımla baş başa bırak,
Bende yaşamak istemeyecem çünkü.
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Seni dillere destan etmek, mutluluğumdur
Sana yemin ki,
Sana olan aşkımı duymayan, kalmayacak kainatta,
Her dudaktan benim sana olan aşkım haykırılacak,
Nasıl ki kavuşmayanlar olarak;
Kerem ile Aslı,
Mem u Zin,
Biliniyorsa kainatta.
Karşılıksız aşk olarak da,
Benim sana olan aşkım bilinecek.
Destanlar yazacaklar,
Tarihin kitaplarına konu olup,
Edebiyattaki şiirlere, yazılara konu edecekler.
Ah...ah
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA.

Şu an, bir uçurumun kenarındayım.
Elimden tutmak, yaşatmakta elinde,
Beni ölüme terk etmekte senin elinde.
Seni bekliyorum,
Ya yaşatırsın beni,
Yada vicdanınla savaşıp, ölüme terk edersin beni.
Elimden tutmayacaksan eğer;
Sensiz yaşamayı neyleyim,
Neyleyim be İNNANA...

Abdulgafur Gündüz

AĞLA GÖZLERiM...

Ağla gözlerim ağla.
Gençliğine ağla,
Yaşayamadığın çocukluğuna ağla.
Gülemediğin günlerine,
Mutsuz olduğun yıllarına,
Ağla gözlerim,
Karşılıksız aşkına ağla.

Ağla gözlerim ağla.
İnfaz edilen çocuğa ağla,
İdam cezasına çarptırılan günahsıza,
Tecavüze uğrayan genç kıza,
Bir hiç uğruna kurşuna dizilen kardelenlere,
Ağla gözlerim,
Haksız yere sana yapılan hakaretlere ağla.

Ağla gözlerim ağla.
Kardeşin kardeşi vurduğu zamana ağla,
Filistinde ezilen din kardeşine,
Afrikada açlıktan ölen insana,
Kimliksiz ölenlere,
Ağla gözlerim,
Yaşadığın yirmi birinci yüzyıl'a ağla.
(22.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...YOLCU...

Son yolculuğumun,
Çaresizlik kelimelerini sıkıştırıp,
Gittiğin kayıp kente yol alıyorum.

Ey senin için benliğimi yitirdiğim yâr!
Fani dünyayı bırakıp,
Gittiğin ebediyet dünyasına geliyorum.

Yolculuğumda, bir sorgulayıştan başka bir şey yok.
Senle birlikte gelmeyişimin hesabını soruyorlar;
Sessiz kalıyorum,
Cevap veremiyorum.
Suçluluğumu biliyorum,
Senle birlikte gelmem gerekiyordu.

Affet beni yâr!
Kendime lanetler yağdırıyorum,
Sen bir kereye mahsus can verirken;
Ben hergün can veriyorum.

Hatırıma;
El ele tutuştuğumuz,
Göz göze geldiğimiz,
Günbatımıyla birlikte,
Ayrıldığımız gün geliyor aklıma.
O günü gözlerimde canlandırıp;
Beddualar ediyorum sebep olanlara,
İlk değil ve son da olmayan,
Lanet şiirimi yazıyorum onlara...
(GECE YARGICI)
(NUSAYBİN)

Abdulgafur Gündüz

YOKLUĞUN YOKLUĞUMDUR...

Bugün sokaklar bomboş,
İçimde bir ürperti var,
Ayaklarım tutmaz oldu,
Gözlerim yorgun bekleyiş içinde,
Yalnızlığı şakaklarımda hissetmiştim,
Sana ve sensizliğe ağlamıştım.
Bugün ben yokum, yarında olmayacam,
Zaten hiç olmamıştım,
Ve var olmayacam sen olmadıkça.
Varlığım bir gözyaşımdır,
Yokluğum ise sensizliktir.
Son kez sana geliyorum,
Son bir umutla,
O zaman benden kaçışın, ölümüm olacak.
Ve seni sensiz yaşayarak ebediyete gidecem.
Sana bu son çağrım bu son seslenişimdir...
(13.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...YAŞ YİRMi...

Yaş yirmi,
Bilirdim bir kopukluk,
Bir eksiklik vardı içimde,
Yıllar boyu bir eziklik hissetmiştim,
Zamanında yaşayamadığım çocukluğumu yeni yaşamıştım.
İlk defa bir salıncağa binmiştim,
İlk defa tutmuştu ellerim salıncak halkalarını,
Ve ilk defa kaydıraklardan kaymıştıım.

Yaş yirmi,
Kaydıraklardan kayarken,
Kaybolan yıllarımı hatırlamıştım.
Salıncaklarda sallanırken,
Kaybolan çocukluğumu hissetmiştim.

Yaş yirmi,
Yaşıtlarım parktaki banklarda otururken,
Ben salıncaklara biner kaydıraklardan kayardım.
Hep bir adım geride kalmıştım yaşıtlarımdan,
Çocukluğumu aramıştım yıllar boyu,
Yaşayamamıştım çocukluk yıllarımda,
Şimdi bulmuştum ve şimdi yaşıyordum.
''Şuna bak şuna büyümüşte küçülmüş sanki''
Seslerine hiç aldırış etmeden,
Doya doya sallanır ve kayardım saatler boyu,
Dedim ya,
Yaş yirmi,
Yaşıtlarım silah taşırken,
Ben çocuk parklarında oynardın.
Ve beklerdim umutlarla gençliğimi yaşayacağım günleri.
(10.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

YASAKLIMSIN...

Üzüm salkımlarına uzanamaz oldum;
Ellerim kelepçeli,
Gözlerim kapalı,
Dilim lal,
Kulaklarım sağır oldu.

Ellerini ellerimde hissetmek,
Dalgalı saçlarında yüzmek,
İçimdeki aşkı anlatmak,
Sesini duymak,
Zor olur buralarda,
Çünkü sen yasaklımsın.

Sessiz sessiz kaydı gençliğim kaydırıklardan,
Hayallerim, salıncaklarda sallandı,
Ruhum uçurumlardan yuvarlandı,
Bedenim sensizlik ateşinde yakıldı,
O an anladım ki yasaklardan,
Sen yasaklımsın...
(16.05.2007NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...YAS SAATi ANA...

Bütün çiçekler canlılığını yitirmiş,
Aydınlıklar karanlığa bürünmüş ana.
Artık ne bir kuş sesi,
Ne rüzgar esintisi;
Hayat, durur gibi oldu bir an gözümde.
Anladım ki her şey sensizlikten yaslara bürünmüş,
Güneşin doğmayışı da bundandı ana.

Göğümüzde kara bulutlar dolaşır oldu,
Artık uçurtmalar yok gökyüzünde.
Bütün insanlar karalara bürünmüş.
Duvardaki saatin tıkırtısı duyulmaz oldu;
Yelkovanın durgunluğu, suskunluğu bile farkedilir oldu.
Yastıklar bile yasa boğuldu,
Onlara bile dayanılmaz oldu ana.

Buralar bıraktığın gibi değil ana;
Varlığındı buralara can katan,
Ve yokluğundur her şeyi yaslara bürüyen.

Artık ben bile eski ben değilim,
Aynadaki yüzümü tanımaz oldum.
Buralar yaslara bürünmüş ana.
Buralar sessiz ve durgun...ana.

Abdulgafur Gündüz

TUTUKLUNUM...

Anla beni;
Her gece ayaş yudumluyorum seni.
Hatıra defterimde saklı gözyaşlarım,
Hayallerim mezarda çürüdü.

Anla beni;
Gözlerimin içine bakma gözlerinle,
Çürütme bedenimi dolunay gölgesinde,
Nisan yağmurlarını saklama benden,
Ateşin küllerini bırakma her rüzgar savruluşuna.

Anla beni yar;
Tutuklunum ben senin.
Gözlerine mühürlendi yüreğim,
Yüzmeyi öğrettim yaşlarımla,
Sana tutkunum,
Sana yorgunum,
Anla beni yar;
Tutuklunum gözlerinin...
(30.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

SEN

Sevmek de ölüm kadar güzel,
Ölüm kadar acıdır.
Hele karşılıksız sevmek;
Ateş kadar yakıcıdır.

Bende karşılıksız aşk yaşıyorum,
Ateş içinde yanıyorum günler boyunca,
Uyuyamıyorum bu acıyı yaşamaktan,
Gülemiyorum seni sensiz yaşamaktan.

Sıkılmış olacam ki dere kenarına gittim.
Yine sen ordaydın.
Akan dere suyundan, yine seni görüyordum.
Nereye gitsem,
Ne yapsam,
Yine sen ve yine sen.

Kitap okuyordum dere kenarında.
Aynı sayfayı defalarca okuduğum halde,
Hiç bir şey anlayamadım,
Ben ne yapayım seni unutamıyorsam.

Kitapta sen,
Derede sen,
Rüyamda sen,
Nereye gitsem,
Ne yapsam,
Yine sen ve yine sen.
Sensiz bir yer bulamıyorum ki...

Batan güneşi seyrederken,
Yine sen çıktın karşıma.
Akşamları yıldızlarda,dolunayda,
Hep seni görüyorum.
Nereye gitsem,
Ne yapsam,
Yine sen ve yine sen.

Anlatamıyorum sana olan aşkımı, mest oluncaya kadar.
Anlatmak için illa ölmek mi gerkir,
Hayır illa ölmek gerekir diyorsan;
Onuda yaparız.

Sevmek uğruna, ölmek de güzel.
Aşkı anlatmak uğruna,
Ateşte yanmakta güze.l
Ve kavuşmak için,
Acı çekmek de güzel gülüm...
(28.02.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

MUTLULUĞUM ÖLÜMÜMDÜR...

Düşündüm yıllar boyu,
Hatırımda kalmıştı,
Mutluluğum,
Ölümümdür.
Ben mutluluğuma gidiyorum.

Biran hayalin gözümdeydi,
Gitme diyordun,
Bırakma beni,
Sensizlik ateşinde,
Yakma bu bedenimi diyordun.

Anladım ki beni mutluluğa götüren buydu,
Seni sadece hayallerde yaşamamdı.

Artık seni hayallerde yaşamak istemiyorum,
Seni sensiz yaşamak istemiyorum,
O yüzden;
Mutluluğum olan ölüme gidiyorum.
Mutluluğum ölümümdür...
(29.05.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...HURMA GÖZLÜM...

ı

Yine gün batımı,
Ve yine sen,
Gidiyorsun hurma gözlüm,
Belki dönmemek üzere;
Yine yalnızlık başladı hurma gözlüm.
Gözyaşları sel oldu,
Seni sensiz yaşamaktan.
Hani yalnız bırakmak yoktu;
Köylü kızı, hurma gözlüm.
Hatırlıyor musun elini ilk tuttuğum günü?
Nasılda sevinmiştim,
Nasılda gözyaşları aktı,
Hurma gözlüm, hatırlıyor musun?
Hatırlıyor musun beyaz gülü, kırmızı gülü?
Hiç unutmadım ki ben,
Ya sen...ya sen unuttun mu yoksa?
İnşallah unutmamışsın hurma gözlüm.
Sen terk edip gitsende,
Beni unutsanda,
Ben sebi unutamam,
Unutulanlar, unutanları asla unutmazlar.
Köylü kızı,
Hurma gözlüm...

Abdulgafur Gündüz

...DiNLEMEK İSTEMiYORUM..

Artık dinlemek istemiyorum bu şarkıları,
Sessiz kalmak istemiyorum,
Gecenin karanlığında kaybolmak istemiyorum ben.
Bir sessizlik baskın bu şehirde,
Çığlık atmak istiyorum,
Bu sessizliği bozmak istiyorum,
Yok arkadaş yok bu şarkıları dinlemek istemiyorum.

Ben bu şiirleri dinlemek istemiyorum,
Yıldızsız geceler yaşamak istemiyorum,
Güneşsiz gündüzler istemiyorum,
Ben kara bulutları görmek istemiyorum,
Hayatı çilesiz yaşamak istiyorum dolunayda,
Gerçek yüzler görmek istiyorum karanlıkta,
Yok arkadaş yok bu şiirleri dinlemek istemiyorum.

Bir günlük aşk yaşamak istemiyorum ıslak kaldırımlarda,
Sevilmeden sevmek istemiyorum vefasızlar ülkesinde,
Aşkın olmadığı yerde aşkı yaratmak istiyorum,
Senin olmadığın yerde seni yaşamak istiyorum,
Ay ışığında seyretmek istiyorum hurma gözlerini,
Bir ömür seni yaşamak istiyorum...

İnsanlık alemine inat,
Seni yaşamak ve seni yaşatmak istiyorum.
Ben gözlerinde kaybolmak,
Sözlerinle mest olmak,
Hayallerinde yaşamak istiyorum...

İsteklerden tek isteğim,
Hayallerden tek hayalim,
Sana kavuşmak, sana ağlamak,
Ellerinden tutmak, doya doya sarılmaktır,
Ve sarhoş oluncaya dek dans etmek.
(05.08.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...BU ŞiiR SANA...

Uzak ama çok uzaklara sesleniyorum;
Mümkün mü ellerinden tutmak?
Saç tenlerine dokunmak,
İçindeki kırık aynaları değiştirmek,
Ve mest oluncaya dek aşk şarabı içmek.

Bu şiir sana dağların gülü!
Seni, dillere destan etmek mutluluğumdur.
Seni yaşamak,
Seni yaşatmak,
Meyvesini yediğim cennetimdir.

Bu bestem sana gecenin parlayan yıldızı.
Mümkün mü seninle göz göze gelebilmek?
Uzak diyarların ardında buluşmak.

Seni düşlerimde yaşıyorum.
Ne ellerinden tutabildim,
Nede gözlerine bakabildim.
Yinede seni yaşamak yaşatmak,
Mutluluğumun en doruk noktasıdır.
Cennetimin en güzel meyvesidir...
(27.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...BiR DİLİM AŞK...

Bir dilim aşka hasret,
Nefes alışımda hissediyorum seni.
Aşk şarabında yudumluyorum sensizliği.
Etrafım;
Buruşturduğum aşk mektuplarıyla süslü,
Kalemim yüreğime saplanan bir hançerdir artık,
Geceler ise sığındığım yarimdir.

Biliyorum uzaktan seslenmek sana;
Sağır birine derdini anlatmaktır.
Bu gece dolunaya anlatıyorum derdimi,
Yarın ise yıldızlara.
Martılara sayıklıyorum seni,
Rüzgarlardan, kokunu alıp getirmesini bekliyorum.

Hergün bir bedel ödüyorum sensizliğe,
Sana anlatmak istiyorum,
Anlatamıyorum ki.
Her geçişimde karşına;
Gözlerim kör,
Kulaklarım sağır,
Dilim lâl adeta...

Boğulmak üzereyim aşk deryasında,
Çığlıklar duyuyorum ''kurtarın''diye,
Kurtaramazlar ki;
Çünkü sen yoksun yar.
Kalp atışlarım ellerine bağlı;
Çeksen ölürüm,
Uzatsan yaşarım yar...
(BİSMİL 24.08.27)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...GiTMEK ZOR OLUR BURALARI....

Bırakıp gitmek ne zormuş buraları.
Hele seni;
Ölümü özletiyor bana,
Acı veriyor yüreğime.

Bugün ayrılık günüydü.
Sen seviçten kahkahalar atar,
Ben ise yaşlar akıtırdım.
Bırakıp gitmek zor olur buraları,
Ama bırakmak zorundayım;
Seni,hayatı,yaşamayı,
Bırakıp gitmem gerek her şeyi.

Sen benden kaçar,
Ben acılardan.
Sen donmuş bedenimden,
Ben gözlerinden kaçardım.
Gözlerinde kendimi bulmamam,
Ölümü özletiyor bana.
Ben ölümü özledim,
Gitmem gerek,
Aşkı,acıyı, tatlıyı,
Sevmeyi, sevilmeyi,
Her şeyi bırakıp gitmem gerek buralardan.
Her şey senin olsun;
Geride kalan ömrüm,hayatım
Her şey sende dursun.
Ben gidiyorum,
Yeni ufuklara doğru.
Yarın doğacak güneşide sana armağan ediyorum.
Her şey ama her şey...
(22.05.2007NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...YENİ SÖZLER...

Birgün güneş seni üşütürse,
Bilki gözyaşlarım ışınları söndürmüştür...
*********************************************
Ben seni hiç sevmedim ki,
Sadece uğrunda ölecek kadar bağlanmıştım sana...
**********************************************
İstekler oldukça,hayaller var olacaktır.
Hayaller var oldukça,yaşam devam edecektir.
Yaşam devam ettikçe,güneş karanlığa doğacaktır...
***********************************************
Her düşen damlayı yağmur damlası sanma;
Benim yaslara büründüğüm,
Kara bulutlardan döktüğüm gözyaşımdır onlar...
************************************************
Mutluluğun yüreğime saplayacağın hançerdeyse,
Vur ki ruhun göklerde uçsun....
*************************************************
Yaşayışım beni sevdiğin zamana kadardır....
**************************************************
Sakın gözyaşı dökme.
Gözyaşı dökmeni istemeyişim,
Sana olan sevgimden değildir.
Sahte gözyaşların gülleri soldurmasın diyedir...
**************************************************
Beni terk ettiğin gün doğum günün ise,
O günü kendime armağan ediyorum.
O gün benim ölüm tarihim olsun...
***************************************************
Seni içimde yeşertiğim kadar,bir gülü yeşertseydim,
Gül bahçesine dönerdim...
***************************************************
Beni öldürmene hiç gerek yok.
Gitiğin an sıkmıştın beynime kurşunu...
***************************************************
Bir kadını elde etmek,
Şeytana pabucu ters giydirmek kadar zor ise,
Onu silmekte göz açıp kapamak kadar kolaydır...
****************************************************
Unuttuğun yerde unutulursun,
unutulmak unutanlara mahsustur...
****************************************************
Sensizlik senin olmadığın an değildir;
Sensizlik,yanımda olduğun halde beni yaşamamandır...
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz

...KAYIP KENT...

Yıllardır arayış içindeyim.
Kayıp bir kent arıyorum;
Aşkı yaşamayı bilen,
Kültürünü yaşayan,
Benliğini kaybetmemiş,
Kayıp bir kent arıyorum.

İnsan gibi insan olan insanımı arıyorum.
Emperyalizme karşı mücadelesini veren,
Halkımı arıyor gözlerim.
An gelir suskunluğumuz;
Beyinlere sıkılmış bir kurşun gibidir.
Günbatımının kızılımsı ışınlarında,
Kaybolan kentimi arıyorum.

Ben kayıp bir kent arıyorum;
Hayallerimde yaşattığım,
Bulmak isteyipte bulamadığım,
Aşk rüzgarının savrulduğu,
Özgürlüğün en yüksek doruğa ulaştığı,
Kayıp bir kent arıyorum.

Rüyalarda buluştuğum,dokunduğum,
Kayıp bir kent arıyorum.
An be an erir oldu bedenim.
Ağarmış saç tenlerime dokunuyorum.
Gözlerim kör,
Kulaklarım sağır,
Dilim lal,
Kayıp bir kent arıyorum karanlık sokaklarda.
Bulmadım,
Bulamadım,
Bulamıyorum.
Ben, kayıp bir kent arıyorum...
(26.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)

Abdulgafur Gündüz